top of page

Mutluluk Sıradanlıkta Saklıdır


On yıldır Türkiye'deyim. Afyon’a bir yabancı olarak geldim, ancak bu topraklarda bulunan sevgi dolu insanlar beni sıcak bir ailenin parçası gibi kabul ettiler. Burada bir Türk’le evlendim. Eşimin ailesi hiçbir zaman beni kendi çocuklarından ayırmadı; anne ve baba oldular bana. Yeni ailemle geçirdiğim her an, yabancılık hissini bir kenara itti. Yıllar içinde üç çocuğumuz oldu.


Eşimin annesi ve babası beni çok sevdiler ve her konuda arkamda oldular. Bu benim için başlı başına bir hazineydi. Kayınvalidemin görmüş geçirmişliği hayatıma anlam ve derinlik kattı. Şimdi geriye dönüp baktığımda, kazandığım bu yeni ailemle adeta yeniden doğmuş gibiyim. Her gün, yüreğimde şükran duygularıyla uyanıyorum. Allah’ın bana nasip ettiği bu aileye hep sevgi ve saygı ile yaklaştım; annemden daha çok sevdiğim bir kayınvalidem ve harika bir kayınpederim var.


Hayatta en değerli şeyler sevgi ve saygıdır, işte bu kadar basit. Hayat kısa ve ben de artık otuz yaşındayım. Allah'ın bizi ayırmamasını, bu sıcak aile bağlarının sonsuza dek sürdürmesini temenni ediyorum.


Onların desteğiyle yepyeni bir maceraya atıldım. Eşimin babasının tarlasında bahçecilik yapıyorum. Bahçede domates, fasulye, biber ve kiraz hasat ediyorum. Hayvanlarım ise, kendi ellerimle büyüttüğüm kıymetli varlıklar. İki kuzuyla başladı hikayem, yıllar içinde yedi koyunum oldu. Sonra bazılarını sattım ve iki büyük inek ve bir süt sağma makinesi aldım. Şimdi, ineklerim yavrularını dünyaya getirecekler kışın. Düşündükçe içim içime sığmıyor.


Her sabah, güne hayvanların sütünü sağarak başlıyorum. Bu benim için angarya değil, sabır ve özveriyi derinlemesine hissettiğim anlamlı bir uğraş. Zenginlik sadece maddiyatla ilgili değildir, çoğu kez hayatın içindeki sıradan güzelliklerde gizlidir. Mutluluğun sırrı da budur: Sıradanlığın içindeki gerçek hazinelere değer vermek. En zengin, en güzel, en büyük olmak değil; samimiyet ve şükranla dolu olmaktır.


Şimdi otuz yaşındayım ve ikinci sınıfa giden bir kızım ile iki oğlum var. Savaş nedeniyle üniversite eğitimimi tamamlayamadım. Ancak Allah bir kapıyı kapattı, binlercesini açtı. Ben Türkmen'im. Başlarda kıt bir Türkçem vardı ancak zamanla okuma yazmayı öğrendim. Şimdi kızıma derslerini ben çalıştırıyorum. Kendisi sınıf birincisi.


Hayat her zaman mükemmel değil, ama ben gerçekten mutluyum.



- Suriyeli Dua, otuz yaşında, on yıldır Türkiye’de.



Gurbet Hikayeleri Türkiye'deki göçmenlerin şahsi deneyimlerinin kamuoyu ile buluşmasını hedefleyen aracı bir mecradır. Bu yazı yazarın şahsi tanıklığını yansıtmaktadır.

Comments


bottom of page